İfa İmkansızlığı Nedir ?

İfa imkansızlığı

İfa imkansızlığı, sözleşme kurulduktan sonra gelişen bir hukuki engel neticesinde borcun imkansız hale gelmesi durumunda borç ifası, hukuki bir imkansızlığa dayanır. İmkansızlık durumu ifa engellerindendir ve TBK’nın farklı kısımlarında durum ve şartlara göre düzenlenmiştir. İfa imkansızlığı nedeniyle yine bu farklı şartlar sonucunda ortaya çıkan durumlarında da sonuçlar birbirinden farkı olabilmektedir. Türk hukukunda, farklı bölüm ve kısımlarda düzenlenen imkânsızlık türlerine bağlanan sonuçlar da farklılık göstermektedir. Borçlar kanununun ilgili ifa imkansızlığı durumuna değinen maddesi gereğince iş akdinin konusunun sözleşmenin yapıldığı sırada imkânsız bulunması sözleşmeyi geçersiz kılar.

İş Sözleşmesinde İfa İmkansızlığı

İş sözleşmesi karşılıklı iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. İş hukukunda imkansızlık ise bu karşılıklı borçların objektif nedenler sonucu ifasının gerçekleşememesidir. İş sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, gerek işçi gerek işveren açısından çeşitli borçlar doğmaktadır. İş hukukunda Sözleşmeden doğan bir borcun ifasında imkansızlık bu borçların objektif sebeplerle ifasının mümkün olmamasıdır. Bu durumun bazı istisnaları bulunmaktadır İmkansızlık açısından karşımıza çıkan iki istisna;

  • İfa imkansızlığı, kanun yolu veya sözleşme serbestisi ilkesi gereği taraflarca kararlaştırılan borcun ifa edilmeden önce doğacak zararların alacaklıya yükletilmesi durumunda ifa imkansızlığından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Ve aynı zamanda borç devam edecek sona ermeyecektir.
  • İfa imkansızlığı söz konusu olduğu bir durumda borçlu; bu durumu alacaklıya derhal bildirmez, daha fazla zararın oluşmaması adına gereken önlemleri almaz ise meydana çıkacak ya da çıkmış bütün zararlardan sorumlu olacaktır.

Yukarıda bahsettiğimiz istisnalar açısından zararların oluşmasının önüne geçmek adına taraflar, sözleşmeyi detaylıca incelemelidir. Zarar meydana gelmiş ise de bunun hafifletilmesi ya da önlemesi adına yapılan bütün hareketler taraflar tarafından kayıt altında tutulması ve delillendirilmesi yapılmalıdır. Bu şekilde dönüşü olmayacak zararların önüne kolaylıkla geçilebilecektir. Aynı zamanda alacaklı tarafından yapılan ödeme emrine itiraz da etmek mümkündür.

Kısmi İfa İmkansızlığı Nedir?

İfa imkansızlığı, bazı özel durumlarda sözleşmenin tümüne etki etmemektedir. Sadece sözleşmede belirtilen edimlerin belirli bir kısmına karşı ifa imkansızlığı söz konusu olabilmektedir. Kısmi imkansızlık halinin kanuni dayanağını TBK madde 137 oluşturmaktadır. Buna göre borçlu, sadece imkansız olan kısmı ödemekten kurtulur. Kalan borcu ise hala ödemekle yükümlüdür. Eğer ki kısmi olarak imkansız olan kısım, borcun bütününe etki ediyor ya da taraflar bunu önceden bilseydi böyle bir sözleşmeyi hiçbir zaman kurmayacaklardı ise sözleşmenin tamamı sona erecektir. Bu belirtilen durum ise TBK madde 137/2’de düzenleme altına alınmıştır. Aynı zamanda ödenmemiş faturalar konusunda da ifa imkansızlığı durumu mevcut ise, abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan para alacakları için yazımızı okuyabilirsiniz.

Geçici İmkansızlık Nedir?

İfa imkansızlığının bir diğer hali olan geçici imkansızlık, TBK m.409 uyarınca, Uzun süreli bir hizmet ilişkisinde işçi, hastalık, askerlik veya kanundan doğan çalışma ve benzeri sebeplerle kusuru olmaksızın, iş gördüğü süreye oranla kısa bir süre için işgörme edimini ifa edemezse işveren, başka bir yolla karşılanmadığı takdirde, o süre için işçiye hakkaniyete uygun bir ücret ödemekle yükümlüdür. Madde metninden de anlaşılacağı üzere geçici imkansızlık durumu sözleşmenin feshini meşru kılmaz ve işverenin işçisine ücret ödeme borcu devam eder.

İş kanunu bakımından işçinin geçici ifa imkansızlığı TBK’dan farklı olarak zorlayıcı nedenlerden kaynaklanmalıdır ve sonuç ifa imkansızlığını sonuç bakımından da farklı değerlendirmiştir şöyle ki; geçici imkansızlık halimde İK m.25/1 gereğince ücret talep edilemeyeceği ve işverenin sözleşmeyi haklı sebeple derhal feshedebileceği aynı zamanda Sözleşmeden doğan bir borcun ifasında imkansızlık düzenlenmiştir.

İşletme Riski Durumunda Geçici İmkansızlık

İK m.24/3 İşçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa işçi haklı sebeple fesih hakkını kullanabilir. İşletme riski durumunda söz konusu geçici ifa imkansızlığından bahsedemeyiz. Geçici ifa imkansızlığı olan süreç içerisinde işçilerin herhangi bir ücret talep etme durumları söz konusu olamaz ve işverenin de böyle bir ücreti ödeme borcu olamaz. İK m.40 uyarınca ise iş görme borcunda ve ifayı kabulde geçici imkansızlık durumu ortaya çıkarsa, işverenin işçiye bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödeme borcu vardır.

Aşırı İfa Güçlüğü Nedir?

İfa imkansızlığı kadar ciddi olmasa da aşırı ifa güçlüğü, kişilerin edimlerini yerine getirememesi açısından zorlu bir durumdur. Aşırı ifa güçlüğü TBK madde 138’de düzenleme altına alınmıştır. Buna göre, aşırı ifa güçlüğü sebebi ile eski sözleşmenin yerine yeni bir sözleşme yapılması, dürüstlük kuralı gereğidir. Çünkü artık edimin yerine getirilmesi, borçlu açısından büyük hak kayıplarına neden olabilmektedir. Ancak uyarlama talep edebilmek için de birtakım şartların varlığı gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki uyarlama mümkün görünmüyorsa, sözleşmeden dönmek caizdir. Ancak sözleşmeden dönerken, uzman bir avukattan destek almanız yararınıza olacaktır. Uyarlama istenmesi için gereken şartlar;

  • Sözleşmenin yapıldığı esnada, tarafların tahmin edemeyeceği, tahmin etmelerinin de kendilerinden beklenmeyeceği bir durumun sonradan ortaya çıkması gerekmektedir,
  • Sonradan ortaya çıkan bu öngörülmez durum ile borçlu arasında bir ilişkinin olmaması gerekir,
  • Ortaya çıkan durum, sözleşme gereği ifa zamanı geldiği zaman borçlunun edimini ifa etmesi büyük hak kayıplarına ve dürüstlük kuralının çiğnenmesine neden olmalıdır,
  • Borçlu, edimini ifa etmemiş olması gerekir ya da ettiyse aşırı ifa güçlüğünden doğacak olan haklarını saklı tutarak bu ifayı gerçekleştirmelidir.

Belirtilen bu şartların gerçekleşmesi durumunda borçlu, aşırı ifa güçlüğüne dayanarak mahkemeden sözleşmenin uyarlanmasını eğer bu mümkün olmayacaksa da sözleşmenin feshedilmesini talep edebilecektir. Aynı zamanda aşırı ödeme güçlüğü durumunda edim ifa edilmez ise alacaklı, maaş haczi talep edebilecektir.

Koronavirus Nedeniyle İfada İmkansızlık

İfa imkansızlığı durumunda, ifayı engelleyen olgunun ne zaman ortadan kalkacağı tam olarak bilinmemektedir. Bu sebeple de devamlı bir imkansızlık durumu söz konusudur. Salgın hastalık, doğal afet gibi bir süre var olacağı belli olan ancak devamlılığı konusunda kesin bir durum olmayan imkansızlıklara ise geçici ifa imkansızlığı denir. Koronavirüs sebebiyle ortaya birçok açıdan ifa imkansızlıkları çıkmıştır. Örnek verecek olursak, kira borcu, eser sözleşmelerinden doğan borçlar, hizmet sözleşmesi, iş sözleşmesi vd. Her ne kadar TBK madde 136 ve madde 137 hükümleri, kalıcı ifa imkansızlığını düzenleme altına almış olsa da Koronavirüs kaynaklı ifa imkansızlıklarını, geçici imkansızlık olarak kabul etmek gerekmektedir. Kalıcı imkansızlığın TBK’da düzenleme altına alınmış olmasına rağmen geçici imkansızlık Türk Hukuk sisteminde düzenleme altına alınmamıştır.

İmkansızlığın geçici olarak var olduğu durumlarda kural olarak borç sona ermeyecektir. Ancak borçlu temerrüdü meydana gelebilecektir. Borçlu temerrüdünün anlamı ise şudur; taraflar, imkansızlık nedeniyle tazminat isteyebilecek, ifadan kaçınabilecek ve sözleşmeden dönebileceklerdir. Bu sayılan hususların meydana gelmesi durumunda borçlu temerrüdü, uygulamada kusursuz borçlu temerrüdü olarak ortaya adlandırılmaktadır. Koronavirüs nedeniyle geçici ifa imkansızlığının bir diğer görünümü olan kusursuz borçlu temerrüdü ile borçlu, kusursuz olduğunu ve mücbir sebebin varlığı nedeniyle borcunu ödemekte temerrüde düştüğünü ispat ettiği anda sözleşme hükümsüz kalacak ve alacaklı, uğradığı zararları borçludan talep edemeyecektir.

Sık Sorulan Sorular

İfa imkansızlığını tam anlamıyla anlamak adına aşağıda ziyaretçilerimizden gelen soruları derledik ve cevaplandırdık.

Kusurlu İfa İmkansızlığı Ne Demek?


Kusurlu imkansızlık Türk Borçlar Kanunu madde 122 uyarınca, “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”

Objektif İfa İmkansızlığı Nedir?

Objektif ifa imkansızlığı, sözleşmeden doğan edimin, başta borçlu olmak üzere kimse tarafından ifa edilmemesine denmektedir.

İlginizi çekebilecek diğer makalelerimiz.

Bunları da Beğenebilirsiniz

Henüz Yorum Yok

Yorum Yazın