İhtiyati Tedbir

İhtiyati tedbir

İhtiyati Tedbir Nedir?

İhtiyati tedbir HMK’da açıkça düzenlenmiştir. HMK m.389 uyarınca ihtiyati tedbir; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” olarak tanımlanmaktadır. Tedbirin amaçladığı husus, bunu talep eden kişinin korunmaması durumunda ortaya çıkacak birtakım olumsuz sonuçların etkisinden talep edeni korumaktadır. Tedbirin bu özelliği, idare hukuku içerisinde vuku bulan, yürütmenin durdurulması kararı ile aynı özellikleri arz etmektedir. Kanunda açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, İİK, TMK ve bazı ilgili kanunlarda da ihtiyat tedbir benzeri kurumlar rastlamak mümkündür. Ancak belirtmek gerekir ki ihtiyati tedbir, HMK’da soyut bir şekilde düzenlenmiş, takdir yetkisi hakime bırakılmıştır.

İhtiyati Tedbirin Konusu

İhtiyati tedbirin kapsamına giren veya girmeyen haklar açısından kanunda bir ayrımına gidilmemiş ve bu haklar bakımından bir kısıtlama yapılmamıştır. Ancak somut olaylar ışığında genel bir değerlendirmede bulunacak olursak, bu kapsamda korunması en çok istenen hak mülkiyet hakkıdır. Bunun yanı sıra tüzel kişilerin, genel kurul veya yönetim kurulunda alınan kararlarına karşı açılan davalarda da ihtiyati tedbir kurumuna başvurulabilir. Açıklanıldığı üzere tedbir kararında bir sınırlandırma bulunmamaktadır. Ancak davanın esasına girecek şekilde verilen kararların geçerliliği tartışma konusudur. Geçmiş dönemlerde, yüksek mahkeme tarafından bu yönde verilmiş kararlar bulunmaktadır. Maaş haczi konusunda ise haciz işlemi yapılmadan belirli maaş üzerine tedbir konulması hakkındaki yazımızı da okuyabilirsiniz.

İhtiyati Tedbirin Şartları ve Teminat

İhtiyati tedbir kararı verilmesi iki şartın gerçekleşmesi ile oluşabilir. Bunlar;

  • Talep eden tarafın hakkının, mevcut durumda ortaya çıkan bir durum sebebi ile kullanılamaması,  kullanımının zorlaşması veya bu hakkın kullanılmasının artık imkansız hale gelmesi ihtimali bulunuyorsa,
  • Tarafların, aralarında bulunan uyuşmazlığı halledecekleri süre içerisinde bir zararın doğması ihtimali bulunuyorsa,

Tedbir talebi kabul edilebilecektir. Ancak bu belirtilen şartların ikisinin de aynı anda var olması gerekmektedir.

Tedbir, birden çok kez ve yargılamanın her aşamasında istenebilmektedir. İhtiyati haciz talibine paralel olarak uygulama alanı bulmaktadır. Bazı durumlarda ekstrem durumlarla karşılaşılabilmektedir. Örnek verecek olursak; talep eden tarafın haklarında ciddi ölçüde değer kaybı riski bulunuyorsa, mahkeme karşı tarafın savunmasını dinlemeden bu karara hükmedebilir. HMK uyarınca, yargılama usulü bakımından ilk derece mahkemede olduğu gibi istinaf aşamasında da yukarıda belirttiğimiz şartların varlığı halinde tedbir kararı talebinde bulunulabilir.

Tedbir kararı kapsamında teminat, HMK m.392’de düzenleme altına alınmıştır. Buna göre, tedbir kararı verilirken teminat alınması kuraldır. Belirtmek gerekir ki merak edilen hususlardan olan bir borcun taksitle ödenmesi esnasında tedbir talebinde bulunulması da kural olarak mümkün değildir.

Hukukta kural varsa istisna da vardır. HMK m.392’nin de birtakım istisnaları bulunmaktadır;

  • Talep resmi belgeye dayanıyorsa,
  • Talep resmi belge haricinde kesin bir delile dayanıyorsa,
  • Durumun ve mevcut koşulun, aksi yönde hüküm kurulmasını gerektiriyorsa,

HMK m.392, uygulama alanı bulamayacaktır. Son istisnadan da anlaşılacağı üzere, mahkemeye çok geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır. Bu genel HMK düzenlemesinin haricinde birçok özel kanunda da teminat almaksızın tedbir kararı düzenlenmiştir.

İhtiyati Tedbir Kararına Nasıl İtiraz Edilir?

İhtiyati tedbir kararına itirazın sıkça karşımıza çıktığı durum, dinlenilmeden aleyhinde tedbir kararına hükmedilen tarafın itirazda bulunmasıdır. Bunun haricinde itiraz hakkına haiz olan diğer bir taraf ise, tedbir kararı neticesiyle hakları zedelenen üçüncü kişi ve kişilerdir. Bu kişiler, tedbir kararının verildiğini öğrendikten itibaren 7 gün içerisinde itiraz haklarını kullanabileceklerdir. İtiraz hakkı bulunan kişi veya kişiler hükmün açıklanması esnasında hazır bulunuyorlarsa, itiraz süresi o andan itibaren işlemeye başlar. Eğer itiraz konusunda gerekli şartların karşılanmaması sonucunda ortaya çıkacak gereksiz masrafların ve stresin önüne geçmek istiyorsanız, bu konuda uzman bir avukatın desteğini almanızı önemle tavsiye ederiz.

Mevcut itirazların yapılacağı mercii, tedbir kararına hükmeden mahkemedir. İtiraz ise, şartlara ve teminata karşı yapılabilecektir. Yapılan itiraz karşısında mahkemenin vereceği kararı üst mahkemeye taşımakta mümkündür ancak tedbir kararının icrası devam edecektir. Ödeme emrine itiraz konusunda da bu husus geçerlilik arz etmektedir.

İhtiyati Tedbirin İcrası

İhtiyati tedbir kararının icrası, icra müdürlükleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak HMK m.393/2 uyarınca, bu kuralın istisnası olarak ilgili durumlarda ve mahkemenin açık beyanı ile kararın icrası, mahkemenin yazı işleri müdürlüğü veya iflas müdürlükleri tarafından gerçekleştirilebilir. Tedbir kararının icrası, kararın verildiği tarihten itibaren 1 hafta içerisinde gerçekleştirilmelidir. Tedbir kararı uygulanırken eğer gerekirse zor kullanma hakkı da kullanılabilmektedir. Kararın icrası belirtilen zaman içerisinde gerçekleştirilmezse, tedbir kararı ortadan kalkacaktır.

İhtiyati Tedbir Kararı ve Tazminat Davası

İhtiyati tedbir talep eden taraf, kararının dava açılmadan önce verilmiş olması şartı ile kararın icrasını talep ettiği tarihten başlayarak 2 hafta içerisinde dava açmalıdır. Beraberinde esas metnin çıktısını alarak bunu icra dosyasına ibraz etmeli ve de bu ibraz karşılığında bir belge almalıdır. Bunları yerine getirmemesi durumunda, tedbir kararı ortadan kalkacaktır. Unutulmamalıdır ki tedbir kararı, geçici bir çözüm sunmaktadır.

İhtiyati Tedbir kararlarının sona ermesi genellikle, esasa ilişkin hükmün açıklanması ile gerçekleşmektedir. Mahkeme belirli şartların bulunması halinde, kendisine yöneltilen talep veya re’sen tedbir kararının kaldırılması yönünde hüküm açıklayabilir. Yukarıda belirtildiği üzere karşı taraf dinlenilmeden tedbir kararının verilmesi mümkündür. Ancak burada, birtakım hak kayıpları da yaşanmaktadır. Bu hak kayıplarına yönelik olarak HMK m.399’ uyarınca özel bir tazminat davası düzenlenmektedir. Madde metni uyarınca, haksız olarak verilen tedbir kararları neticesinde doğmuş olan zararlardan, tedbir kararını talep eden taraf sorumlu olacaktır. Bu belirtilen tazminat davasının şartları ise kanunda belirtilmemiştir. Ancak; TBK’nın ilgili maddeleri, doktrinde kabul görmüş görüşler ve içtihatlarda birtakım şartlar kabul görmektedir. Bu anlatılanlar ışığında, haksız şekilde talep edilen tedbir kararına karşı açılacak tazminat davasının şartlarını şu şekilde sayabiliriz;

  • Tedbir kararının uygulanmış olması,
  • Tedbir kararının haksız olması,
  • Tedbir kararı sebebiyle bir zararın oluşması,
  • Tedbir kararı ile zarar arasında nedensellik bağının olması.

Bu şartların olayda mevcut olması durumunda, zarara maruz kalan kişi veya kişiler açısından bir tazminat hakkı gündeme gelecektir. Davanın açılacağı mahkeme ise tedbir kararının verildiği mahkemedir. Ancak belirtmek gerekir ki tazminat davası hakkı 2 yıllık zamanaşımı süresine tabiidir.

Sonuç itibari ile haksız yere tedbir talebinden doğan zarar hususunda mahkeme bir tazminata hükmedecek olursa, tazminat öncelikle davalının tedbir kararı alırken gösterdiği teminattan karşılanacaktır. İş hukukunda ise bu durum farklı bir şekilde karşımıza çıkacaktır. İlgili yazımız için; usulsüz fesih ve ihbar tazminatı

Sıkça Sorulan Sorular

İhtiyati tedbir konusunu tam anlamıyla anlamak adına aşağıda ziyaretçilerimizden gelen soruları derledik ve cevaplandırdık.

İhtiyati tedbir şartları nelerdir?

İhtiyati tedbir şartları;
• Talep eden tarafın hakkının, mevcut durumda ortaya çıkan bir durum sebebi ile kullanılamaması, kullanımının zorlaşması veya bu hakkın kullanılmasının artık imkansız hale gelmesi ihtimali bulunuyorsa,
• Tarafların, aralarında bulunan uyuşmazlığı halledecekleri süre içerisinde bir zararın doğması ihtimali bulunuyorsa, ihtiyati tedbirin şartları gerçekleşmiş olacaktır.

İhtiyati tedbir hangi hallerde verilir?

Tedbirin hangi hallerde verileceği, HMK m.398/1’de açıklanmıştır. Buna göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.

İhtiyati tedbir ne zaman talep edilir?

İhtiyati tedbir, birden çok kez ve yargılamanın her aşamasında istenebilmektedir. İhtiyati haciz talibine paralel olarak uygulama alanı bulmaktadır. HMK uyarınca, yargılama usulü bakımından ilk derece mahkemede olduğu gibi istinaf aşamasında da gerekli şartların varlığı halinde tedbir kararı talebinde bulunulabilir.

İhtiyati tedbir konulan ev satılabilir mi?

İhtiyati tedbir konulan evin satılması konusunda kanunda kıyas yoluyla uygulama alanı bulan bir hüküm bulunmaktadır. Buna göre tedbir, taşınmaz malların satışına engel teşkil etmemektedir. İtiraz olması durumunda mahkeme, taşınmaz satışına izin verebilecektir.

İlginizi çekebilecek diğer makalelerimiz.

Bunları da Beğenebilirsiniz

Yorumlar (3)

  • Selcuk Sahin 3 yıl ago Cevapla

    ismail Bey tesekkür ediyor ve basrilarinizin devamini diliyorum. Saygilar.

    İsmail ÇAVUŞ 3 yıl ago Cevapla

    Biz teşekkür ederiz.

  • Selcuk Sahin 3 yıl ago Cevapla

    Günaydin ismail bey müsadenizle bir sorum olcak.
    Esimle henüz bosanma asamasindayiz Ben Alman Esim Türk Vatandasi Esim Türkiyedeki Dairemize ihtiyadi tedbir karari koydurdu buna ragmen ben Evi satsam sorun olurmu ve satabilirmiyim. yardimlariniz icin simdiden tesekkür ediyorum. Saygilar Selcuk Sahin

Yorum Yazın