TCK Madde 141

TCK 141. Madde

Hırsızlık Suçu TCK 141

(1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.


Hırsızlık Suçu TCK 141 Madde Gerekçesi

Madde metninde, hırsızlık suçunun temel şekli tanımlanmıştır. Buna göre, taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Rızanın geçerli olması için bulunması gereken koşulların varlığı hâlinde zilyedin rızası bir hukuka uygunluk nedeni teşkil edecek ve suç oluşmayacaktır.
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için, failin kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla hareket etmesi yeterli olup, bunun fiilen temini şart değildir.

Bu yarar, maddî veya manevî olabilir. Almak fiilinden maksat, suçun konusunu oluşturan mal üzerinde mağdurun zilyetliğine son verilmesi, mağdurun suç konusu eşya üzerinde zilyetlikten doğan tasarruf haklarını kullanmasının olanaksız hâle gelmesidir. Bu tasarruf olanağı ortadan kaldırılınca suç da tamamlanır. Maddenin ikinci fıkrasında, ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji, taşınır mal sayılmıştır. Buna göre, elektrik enerjisi, gazlar, tabiî veya sun’i buharlar da hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilecektir.


Hırsızlık Suçu TCK 141 Yargıtay Kararları


YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2020/4673 Karar: 2021/5966 Tarih: 28.6.2021

Sanığın katılanlardan fotoğraf makinasını almak şeklinde gerçekleştirdiği eyleminin cebir ve/veya tehdit altında mı gerçekleştirdiği hususlarının açıklattırılıp duraksamalara yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra olayın gelişimi şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanıp, 5237 Sayılı Kanun’un 148/1. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması; eylemin yağma suçuna vücut vermeyeceğinin tespiti halinde ise; sanığın, katılana ait, hırsızlık suçunun konusu olan fotoğraf makinasını, katılanın elinden alması şeklindeki eyleminin, elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle işlenen, 5237 Sayılı TCK’nin 142/2-b maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hatalı nitelendirme sonucunda TCK 141 uyarınca hüküm kurulması,

Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde; Sanığın eylemi nedeniyle tarihleri aynı olan suça konu makbuz ile bu makbuzun iptal edildiğine dair tutanağın farklı tarihlerde düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; TCK’nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.

1- ) Sanık … hakkında tehdit ve hakaret suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesinde; Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 Sayılı Kanun ile değişik 5271 Sayılı CMK’nin 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp itiraz yoluna tabi olduğundan; Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin itiraz dilekçesi olarak kabulüyle merciinde incelenmek üzere dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,

2- ) Sanık … ve sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik Cumhuriyet savcısının, sanık … müdafinin ve sanık …’ın temyiz taleplerinin incelenmesinde; Sanık …’nın … tarafından düzenlenen suça konu makbuz ile … ve … tarafından düzenlenen makbuzun iptal edildiğina dair tutanağın düzenlenmesine azmettirme şeklindeki eyleminin farklı tarihlerde gerçekleştiği ve zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu halde TCK 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; sanıklar … ve …’ın 5237 Sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümlerde eleştiri dışında bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; Cumhuriyet savcısının, sanık … müdafinin ve sanık …’ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA,

Sanık … hakkında hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının ve sanık …’nın müdafiinin temyiz taleplerinin incelenmesinde; Her ne kadar tebliğnamede, sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün uzlaşmaya tabi olduğundan bahisle bozulması talep edilmiş ise de; sanığın sübutu halindeki eylemlerinin uzlaşma kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.

Katılan …’nın 03.01.2011 tarihli kolluk beyanında özetle; olay günü … ile birlikte sanık …’in fotoğraflarını çekmek istedikleri esnada sanığın sinirlendiğini ve üzerlerine yürüyerek kendilerine hakeret etiğini ve elindeki fotograf makinesini aldığını, 21.10.2013 tarihli Mahkemede alınan ifadesinde ise sanığın fotoğrafını çekerken kendisine saldırdığını ve elindeki fotoğraf makinasını aldığını, katılan …’ın 03.01.2011 tarihli kolluk beyanında özetle; olay günü sanığın …in elindeki fotoğraf makinasını aldığını ve sizi öldürürüm diyerek tehdit ettiğini, 02.12.2013 tarihli Mahkemede alınan ifadesinde ise sanığın kendilerine saldırdığını tehdit ettiğini ve …in elindeki fotoğraf makinasını aldığını beyan etmeleri karşısında öncelikle katılanlardan, sanık …’in …in elinden fotoğraf makinasını almak şeklinde gerçekleştirdiği eyleminin …e yönelik cebir ve/veya tehdit altında mı gerçekleştirdiği hususlarının açıklattırılıp duraksamalara yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra olayın gelişimi şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanıp, 5237 Sayılı Kanun’un 148/1. maddesinin uygulama koşullarının oluşup oluşmadığının tartışılması; eylemin yağma suçuna vücut vermeyeceğinin tespiti halinde ise; sanığın, katılana ait, hırsızlık suçunun konusu olan fotoğraf makinasını, katılan …’in elinden alması şeklindeki eyleminin, elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle işlenen, 5237 Sayılı TCK’nin 142/2-b maddesine uyan hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hatalı nitelendirme sonucunda TCK 141 maddesi uyarınca hüküm kurulması,

Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının ve sanık … müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla görülmüş olduğundan, 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, sanığın ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkının CMUK 326.maddesi uyarınca korunmasına,

4- ) Sanık … hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının ve sanık … müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının ve sanık … müdafinin diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;

a- ) Sanık …’ın eylemi nedeniyle tarihleri aynı olan suça konu makbuz ile bu makbuzun iptal edildiğina dair tutanağın farklı tarihlerde düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; TCK’nin 43/1. maddesindeki zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

b- ) Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının, sanık … müdafinin temyiz talepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ Esas: 2021/14903 Karar: 2021/11936 Tarih: 22.6.2021

  • TCK 141. Madde
  • Hırsızlık Suçu

Mağdurun alınan ifadelerine göre, yaklaşık 100 TL civarında bozuk parayı çalan sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle, TCK md. 145 gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,

Sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkumiyetin, TCK 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 S.K. ile değişik CMK md. 253/1-b bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve TCK 141/1. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK md. 7 /2 hükmü de gözetilerek 6763 S.K. ile değişik CMK md. 254 uyarınca 253 maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması zorunluluğu bozmayı gerektirmiştir.

DAVA : Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

KARAR : I-Sanık … hakkında iş yeri dokunulmazlığını ihlal ve mala zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;

Sanığın tekerrüre esas alınan ilâmında TCK’nın 58. maddesinin uygulandığı anlaşılmakla sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun tespiti ile cezasının 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından; sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkumiyetin, 5237 Sayılı TCK 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının ( b ) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 Sayılı TCK 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 Sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 Sayılı Kanun’un 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK’nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması ve Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ve 15.04.2020 gün ve 31100 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 Sayılı Kanun’un 10. maddesiyle 5237 Sayılı TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin, infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edildiğinden; bozma sebebi yapılmamıştır.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık …’ın temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,

II-Sanık … hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;

Sanığın tekerrüre esas alınan ilâmında TCK’nın 58. maddesinin uygulandığı anlaşılmakla sanığın ikinci kez mükerrir olduğunun tespiti ile cezasının 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından; Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ve 15.04.2020 gün ve 31100 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 Sayılı Kanun’un 10. maddesiyle 5237 Sayılı TCK 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edildiğinden; bozma sebebi yapılmamıştır.

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1- ) Mağdurun alınan ifadelerine göre, yaklaşık 100 TL civarında bozuk parayı çalan sanık hakkında, suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle, 5237 Sayılı TCK’nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi,

2- ) Kabule göre de; sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkumiyetin, 5237 Sayılı TCK 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 Sayılı CMK’nın 253. maddesinin 1. fıkrasının ( b ) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 Sayılı TCK 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 Sayılı TCK’nın 7/2. maddesi uyarınca; ”Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükmü de gözetilerek 6763 Sayılı Kanun’un 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK‘nın 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması zorunluluğu,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık …’ın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 22.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Bunları da Beğenebilirsiniz

Henüz Yorum Yok

Yorum Yazın